Paça çorbası; dana, keçi, koyun gibi hayvanların ayak bölgesinden yapılan geleneksel bir çorbadır. Doğu bölgelerimizde “ kelle-paça” adı altında baş etiyle ve salçalı yapılırken İstanbul Beykoz İlçesine özel salçasız ve terbiyeli olarak yapılan “Beykoz Paçası” beyazdır. Yapımı biraz zahmetli ve zaman alıyor olsa da içerdiği yüksek kollajen, vitamin, mineral ve antibiyotik özelliği nedeniyle hastalıklara karşı koruyucu, bağışıklık sistemini güçlendirici olarak kış aylarında bolca tüketilmesi uzmanlarca da tavsiye edilmektedir. Afiyet olsun!
Temizlenmiş (dondurulmuş) paçaları, bol sudan geçirip 1 kaşık sirke eklediğiniz suda beklemeye alın.
Kuru soğan ve sarımsağı soyup yıkayın ve irice doğrayın. Yıkayıp süzdüğünüz paçaları, soğan ve sarımsağı, defne yapraklarını tencereye alıp 5- 6 bardak soğuk su ilave edin.
Tencerenizi ocağa alıp 1 tatlı kaşığı kaya tuzu ilave edin. Önce orta, kaynamaya başlayınca kısık ateşte kontrollü olarak en az 4-5 saat paçalar tamamen yumuşayıp dağılıncaya kadar pişirin. ( Fazla vaktiniz yoksa düdüklü tencerede de pişirebilirsiniz, ancak daha fazla kollajen için, yavaş ve uzun pişirme tavsiye ediliyor)
Terbiyesi için yumurta sarısı, yoğurt ve unu bir kasede pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar iyice çırpın.
Çorbanın kesilmemesi için pişen çorbadan aldığınız 1 kepçe kadar sıcak suyu, yavaş yavaş ve karıştırmaya devam ederek terbiyeye ilave edin.
Çorbayı iyice kısık ateşe alın. Terbiyesini azar azar ilave edip 1-2 dakika daha pişirin ve ateşten alın.
Sos için ezdiğiniz veya ince ince kıydığınız sarımsağa sirke ilave edin. Tereyağını eritip pul biber kızdırın. Servis kaselerine aldığınız çorbalarınızı, sirke ve sarımsak sos ile lezzetlendirin,
Son olarak üzerlerine kızdırılmış biberli tereyağı gezdirerek sıcak servis edin. Şifa ve afiyet olsun!
Not: Paçalar haşlanırken üzerlerinde biriken köpükleri ve kefini delikli bir kepçe ile alırsanız, çorbanız beyaz rengini koruyacaktır.
Unutmayın: Her bir malzemenin üzerine tıklayarak o malzemenin kullanıldığı başka tariflere de ulaşabilirsiniz.
Kuzu Ayak(Paça):
Kuzu paça, kolajen içeriğiyle eklem sağlığını destekler, cilt elastikiyetini artırır. İçerdiği glukozamin ve kondroitin, kıkırdak onarımına yardımcıdır. Kemik suyu ile birleşimi besleyiciliği katlar. Limon, sarımsak ve sirke ile lezzeti artar.
Kuru Soğan:
Kuru soğan, mutfakların temel taşı ve güçlü bir antioksidan deposudur. İçerdiği kuersetin sayesinde vücudu serbest radikallere karşı korur, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur ve kalp sağlığını destekleyebilir. C ve B6 vitaminleri ile manganez açısından zengin olup, bağışıklık sistemini güçlendirir. Prebiyotik lifleri sayesinde sindirim sağlığına katkıda bulunur. Et yemeklerinden sebze sotelere, pilavlardan çorbalara kadar geniş bir yelpazede kullanılır. Sarımsak, domates, biber ve kırmızı et ile mükemmel uyum sağlar.
Yoğurt:
Yoğurt, fermente bir süt ürünü olup, zengin probiyotik içeriği sayesinde sindirim sistemini destekler ve bağırsak florasını dengelemeye yardımcı olur. Bu sayede bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur. Aynı zamanda yüksek kaliteli protein ve kalsiyum kaynağıdır, kemik sağlığı ve kas gelişimi için önemlidir. Hafif ekşimsi tadıyla kahvaltıda meyveler, granola veya balla mükemmel uyum sağlar. Ana yemeklerde ise cacık veya mezelerin ana bileşeni olarak lezzet katar.
Un:
Un, tahılların öğütülmesiyle elde edilen temel bir gıda maddesidir. Vücudumuza özellikle kompleks karbonhidratlar sağlayarak uzun süreli enerji kaynağı olur. Tam buğday unu gibi çeşitleri, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sağlığını destekler, tokluk hissi verir ve kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda B vitaminleri (özellikle B1, B3, B9) ve demir, magnezyum gibi önemli mineraller içerir; bu da sinir sistemi fonksiyonları, enerji üretimi ve kan yapımı için elzemdir. Mutfakta çok yönlüdür; süt, yumurta ve maya ile ekmek, pasta gibi hamur işlerinin temelini oluştururken, sosları kıvamlaştırmada veya sebzelerle uyumlu lezzetler yaratmada da kullanılır.
Yumurta Sarısı:
Yumurta sarısı, protein, kolin (beyin ve karaciğer sağlığı için kritik), D ve A vitaminleri ile lutein, zeaksantin gibi güçlü antioksidanlar açısından zengindir. Özellikle göz sağlığını destekler, kemik gelişimine katkıda bulunur ve bilişsel fonksiyonları güçlendirir. Sağlıklı yağ içeriği sayesinde tokluk hissi verir. Beşamel sos, mayonez, Hollandez gibi soslar ve pastacı kremaları gibi tatlılarda mükemmel bir bağlayıcı ve lezzet artırıcıdır.
Sarımsak:
Sarımsak, içerdiği allisin bileşiği sayesinde güçlü antioksidan ve antienflamatuar özellikler sunar. Bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklara karşı direnci artırabilir. Ayrıca, kan basıncını düzenlemeye ve kolesterol seviyelerini dengelemeye yardımcı olarak kalp-damar sağlığına katkıda bulunur. Geleneksel tıpta yaygınca kullanılan sarımsak, sindirimi destekleyici etkileriyle de bilinir. Et yemekleri, sebze sote ve Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olup, biberiye, kekik gibi otlarla harika uyum sağlar.
Defne Yaprağı:
Defne Yaprağı, sindirim sistemini destekleyerek gaz ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilen güçlü bir baharattır. İçerdiği antioksidan ve antienflamatuar bileşiklerle genel sağlığa katkı sunar. Çorbalar, et yemekleri, yahni ve baklagillerde aromatik derinlik katmak için kullanılır. Özellikle domates, sarımsak ve kekikle mükemmel uyum sağlar. Yemeğin lezzetini zenginleştirirken, hafif acımsı ve odunsu notalar bırakır.
Tuz:
Tuz, yemeklere eşsiz lezzet katan ve doğal koruyucu olarak kullanılan temel bir mineraldir. Vücudun su dengesi, sinir ve kas fonksiyonları için hayati elektrolit dengesini sağlar. Baharatlar, otlar ve yağlarla mükemmel uyum sağlayıp her yemeğin tadını zenginleştirir. Sofraların vazgeçilmezidir.
Sirke:
Sirke, asetik asit içeriğiyle kan şekerini dengelemeye, sindirimi desteklemeye ve kilo yönetimine yardımcı olabilir. Ayrıca antimikrobiyal özellikleriyle bağışıklığı güçlendirir. Salatalarda zeytinyağı, sarımsak ve çeşitli otlarla mükemmel uyum sağlar. Marinatlarda et ve sebzelerle lezzetli kombinasyonlar oluşturur.
Tereyağı:
Tereyağı, sütten elde edilen, zengin lezzetli bir yağdır. A, D, E, K2 gibi yağda çözünen vitaminler ve sağlıklı yağ asitleri içerir, enerji kaynağıdır. Sindirimi kolaydır. Yemeklere, pilavlara lezzet katar, ekmek üstüne sürülerek veya soslarda kullanılır. Kahvaltı sofralarının ve çeşitli tariflerin vazgeçilmezidir.
Kırmızı Pul Biber:
Kırmızı Pul Biber, yemeklere eşsiz bir acılık katmanın ötesinde, içerdiği kapsaisin sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca antioksidan özellikleriyle vücudu destekler ve sindirime faydalı olabilir. Özellikle sarımsak, domates, zeytinyağı ve çeşitli et yemekleriyle harika bir uyum sağlar; makarna ve çorbalara da derinlik katar.
Elbasan tava haşlanmış kuzu etinin yoğurtlu bir sosla fırınlanmasıyla yapılan, geleneksel bir Arnavut yemeği. Adını Arnavutluk Cumhuriyetine bağlı bir şehir olan Elbasan'dan alıyor. Elbasan tava, Osmanlı…
Türkler sütü yoğurt haline getirerek saklama yöntemini ilk öğrendiklerinde, bolca yoğurt ürettiler. Birkaç yüzyıl önce buzdolabı ortalarda yokken yoğurdu korumanın bir yolu da, onu buğday ve sebzelerle…
Krep, eski adı ile akıtma veya cızlama, isterseniz tatlı isterseniz tuzlu malzemelerle çeşnilendirilebileceğiniz en pratik ve en ekonomik kahvaltılıklardan birisi. Eski usule uygun olsun dedik süt yerine…
Osmanlı Mutfağından Türk mutfağına miras kalan "saray yumurtası" piyazlık soğanların kısık ateşte ve uzun sürede pişirilip karamelize edilerek sonrasında üzerine yumurta kırılması sureti ile…
60 DK
Dolabınızdaki malzemeye göre tarifler!
Türk ve Yunan mutfaklarından, özenle hazırlanmış ve elinizdeki malzemelere göre filtrelenmiş akıllı tarifler parmaklarınızın ucunda!
İster kahvaltılık, ister sıcak başlangıç, isterseniz başlı başına bir ana yemek. Tek kişilik sofraları kurtarır, ara öğünlere alternatif olur, diyetinize yakışır. Hafif, besleyici, tok tutan,…
Osmanlı saray mutfağına giriş reçetesi. Sırrı soğanların nasıl pişirileceğinde. Ağır ağır, çok, çok kısık ateşte… Soğanları piyazlık ( yarım halka ) ince ince doğrayın ve üzerine tuz ekleyip…