Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinden olan kırmızı mercimek çorbası, orijinalinde süzülerek yapılıp emek ve zaman gerektirir. Bu tarifte ise, zamanı kısıtlı olanlar için çok daha pratik ve kısa sürede hazırlanabilen bir çorbayı paylaşıyoruz. Afiyet olsun!
Kırmızı mercimeği bolca sudan geçirin ve diğer malzemeleri hazırlayana kadar ılık suda beklemeye alın.
Bu arada sıvı yağ ve tereyağını tencerede ısıtıp unu ilave edin. 1-2 dakika çevirerek kavurun.
Kuru soğanı soyup irice doğrayın. Kavrulan una soğan ve sarımsak ekleyip 3-4 dakika birlikte çevirin.
Salçalı bir çorba tercih ediyorsanız bu aşamada salçayı ekleyin. Yıkanmış mercimeği de ilave edin ve 3-4 tur karıştırın.
Tuz ve baharatları ekleyip 5-6 bardak sıcak su ilave edin ve karıştırın. Düdüklü tencerede 10-15 dakika pişirip kontrol edin.
Pişen malzemeyi blenderdan geçirip pürüzsüz bir kıvam elde edin. Çorbanızı kaselere paylaştırın.
Bir sosluğa aldığınız tereyağını kızdırıp kırmızı pul biber ve naneyi ekleyin. Köpüren yağın altını kapatıp hemen kaselerin üzerlerine gezdirin ve çorbanızı limon eşliğinde sıcak servis edin. Afiyet olsun!
Unutmayın: Her bir malzemenin üzerine tıklayarak o malzemenin kullanıldığı başka tariflere de ulaşabilirsiniz.
Kırmızı Mercimek:
Kırmızı mercimek, yüksek bitkisel protein ve lif kaynağıdır; bu sayede sindirim sağlığını destekler ve kan şekeri dengesinin korunmasına yardımcı olur. Demir ve folat içeriğiyle kan yapımına katkıda bulunur, enerji metabolizmasını güçlendirir. B vitaminleri açısından da zengindir. Nane, pul biber, kimyon gibi baharatlarla, soğan, sarımsak, havuç ve domates salçasıyla harika uyum sağlar; çorbalara, köftelere ve salatalara lezzet katar.
Kuru Soğan:
Kuru soğan, mutfakların temel taşı ve güçlü bir antioksidan deposudur. İçerdiği kuersetin sayesinde vücudu serbest radikallere karşı korur, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur ve kalp sağlığını destekleyebilir. C ve B6 vitaminleri ile manganez açısından zengin olup, bağışıklık sistemini güçlendirir. Prebiyotik lifleri sayesinde sindirim sağlığına katkıda bulunur. Et yemeklerinden sebze sotelere, pilavlardan çorbalara kadar geniş bir yelpazede kullanılır. Sarımsak, domates, biber ve kırmızı et ile mükemmel uyum sağlar.
Un:
Un, tahılların öğütülmesiyle elde edilen temel bir gıda maddesidir. Vücudumuza özellikle kompleks karbonhidratlar sağlayarak uzun süreli enerji kaynağı olur. Tam buğday unu gibi çeşitleri, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sağlığını destekler, tokluk hissi verir ve kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda B vitaminleri (özellikle B1, B3, B9) ve demir, magnezyum gibi önemli mineraller içerir; bu da sinir sistemi fonksiyonları, enerji üretimi ve kan yapımı için elzemdir. Mutfakta çok yönlüdür; süt, yumurta ve maya ile ekmek, pasta gibi hamur işlerinin temelini oluştururken, sosları kıvamlaştırmada veya sebzelerle uyumlu lezzetler yaratmada da kullanılır.
Sarımsak:
Sarımsak, içerdiği allisin bileşiği sayesinde güçlü antioksidan ve antienflamatuar özellikler sunar. Bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklara karşı direnci artırabilir. Ayrıca, kan basıncını düzenlemeye ve kolesterol seviyelerini dengelemeye yardımcı olarak kalp-damar sağlığına katkıda bulunur. Geleneksel tıpta yaygınca kullanılan sarımsak, sindirimi destekleyici etkileriyle de bilinir. Et yemekleri, sebze sote ve Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olup, biberiye, kekik gibi otlarla harika uyum sağlar.
Sıvı Yağ:
Sıvı yağlar (ayçiçek, zeytin vb.) yemeklere lezzet katan, sağlıklı doymamış yağ asitleri ve E vitamini içeren temel bir mutfak malzemesidir. Kızartma, salata sosu, fırınlama ve soteleme için idealdir. Sebzeler, etler, bakliyat ve tahıllarla mükemmel uyum sağlar. Kolay pişirme imkanı sunar.
Tereyağı:
Tereyağı, sütten elde edilen, zengin lezzetli bir yağdır. A, D, E, K2 gibi yağda çözünen vitaminler ve sağlıklı yağ asitleri içerir, enerji kaynağıdır. Sindirimi kolaydır. Yemeklere, pilavlara lezzet katar, ekmek üstüne sürülerek veya soslarda kullanılır. Kahvaltı sofralarının ve çeşitli tariflerin vazgeçilmezidir.
İnce Tuz:
İnce tuz, vücudun hayati elektrolit dengesini koruyarak sinir iletimi ve kas fonksiyonları için kritik bir rol oynar. Hücresel hidrasyonu destekler ve besinlerin emilimine yardımcı olan mide asidi üretimine katkıda bulunur. Dengeli tüketildiğinde, genel vücut fonksiyonlarının sürdürülmesi için elzemdir. Neredeyse tüm mutfaklarda temel bir lezzetlendirici olup, sebzelerden etlere, çorbalardan salatalara kadar her yemeğin tadını derinleştirir ve diğer baharatların aromasını ortaya çıkarır. Özellikle karabiber, kekik ve sarımsak ile harika bir uyum sergiler.
Karabiber:
Karabiber, mutfakların vazgeçilmezi olup sadece lezzet değil, sağlık faydaları da sunar. İçerdiği piperin sayesinde güçlü antioksidan özelliklere sahiptir ve serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olur. Sindirim sistemini uyararak besin emilimini artırabilir, özellikle zerdeçalda bulunan kurkuminin biyoyararlanımını önemli ölçüde yükseltir. Ayrıca, gaz ve şişkinliği azaltmada etkilidir. Metabolizmayı hafifçe hızlandırıcı etkisi de bulunur. Kırmızı etlerden kümes hayvanlarına, sebze yemeklerinden çorbalara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Limon, sarımsak, kimyon ve kişniş gibi baharatlarla mükemmel uyum sağlar, yemeklere derinlik katar.
Salça:
Salça, domates veya kırmızı biberden yapılan, yoğun kıvamlı ve lezzetli bir püre/macundur. Pişirilmiş salçanın en önemli faydası, likopen içeriğinin yüksek olmasıdır. Likopen, güçlü bir antioksidan olup, özellikle kalp sağlığını destekler, bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkiler gösterebilir ve cilt sağlığına katkıda bulunur. Ayrıca A, C, K vitaminleri ve potasyum gibi mineraller açısından da zengindir. Likopenin emilimi, bir miktar yağ ile (örneğin zeytinyağı) tüketildiğinde artar. Türk mutfağının vazgeçilmezi olan salça, et yemeklerinden sebze sotelerine, çorbalardan pilavlara kadar geniş bir yelpazede kullanılır. Sarımsak, soğan, zeytinyağı ve nane gibi aromatiklerle harika uyum sağlar.
Kırmızı Pul Biber:
Kırmızı Pul Biber, yemeklere eşsiz bir acılık katmanın ötesinde, içerdiği kapsaisin sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca antioksidan özellikleriyle vücudu destekler ve sindirime faydalı olabilir. Özellikle sarımsak, domates, zeytinyağı ve çeşitli et yemekleriyle harika bir uyum sağlar; makarna ve çorbalara da derinlik katar.
Kuru Nane:
Kuru Nane, mutfakların vazgeçilmezidir. Özellikle sindirim sistemini rahatlatır, şişkinlik ve gaz gibi sorunlara iyi gelir. Antioksidan içeriğiyle bağışıklığı destekler. Ferahlatıcı etkisiyle de bilinir. Yoğurtlu yemekler, mercimek çorbası, kuzu eti ve salatalarla harika bir uyum sağlar.
Rivayetlere göre Fransız ihtilali öncesinde erzaksız kalan Fransızlar, kilerlerinde kalan son malzemeyi yani soğanı değerlendirmek istemişler ve peynir, kızarmış ekmek ile sunumu yapılan bu eşsiz çorba…
Un çorbası, hem pratik hem de lezzetli bir seçenek olarak, özellikle soğuk kış günlerinde iç ısıtıcı bir başlangıç olarak tercih edilebilir. Geleneksel olarak Türk mutfağında yerini almış bu çorba,…
Atıştırmalıkların prensesi, az malzeme çok lezzet. Evde de kolayca hazırlayacağınız bu çıtırları sevdiğiniz bir dip sosla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun! Soğanları soyup 0,5 cm eninde halkalar…
Herle çorbası, Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinden biridir. Yoğun kıvamı, tereyağı ve un karışımının yanı sıra pirincin yumuşacık dokusu ile damakta enfes bir tat bırakır. Üzerine eklenen…
30 DK
Dolabınızdaki malzemeye göre tarifler!
Türk ve Yunan mutfaklarından, özenle hazırlanmış ve elinizdeki malzemelere göre filtrelenmiş akıllı tarifler parmaklarınızın ucunda!
Soğuk kış günlerinde hem hafif hem de besleyici bir başlangıç arıyorsanız, Mülayim çorbası tam size göre! Yoğurt, sarımsak ve tereyağının birleşimiyle elde edilen kremsi dokusu, hafif ekşimsi tadıyla…
Türkler sütü yoğurt haline getirerek saklama yöntemini ilk öğrendiklerinde, bolca yoğurt ürettiler. Birkaç yüzyıl önce buzdolabı ortalarda yokken yoğurdu korumanın bir yolu da, onu buğday ve sebzelerle…