Eylül ayında Karadeniz şenleniyor. Av mevsimi açılıyor. Şanslıysanız palamut akınını yakalamış olmalısınız. En sade, en kolay hali ile sadece balık sevenlerdenseniz, bu kolay ve hafif tarifi denemelisiniz. Afiyet olsun!
Palamutları fileto halinde hazırlatın. Sudan geçirip kağıt havlu ile kurulayın.
Yayvan bir tabağa alıp arkalı önlü tuzlayın ve 10 dakika buzdolabında bekletin.Tuz, balığın fazla nemini emecek, aynı zamanda balığın içine işleyerek daha lezzetli bir balık tava elde etmenizi sağlayacaktır.
Garnitür için kırmızı soğanı soyup piyazlık, yarım ay şeklinde doğrayın. Maydanoz yapraklarını ince ince kıyın. Soğanları bir tutam tuz ile hafifçe, şekillerini bozmadan ovun.1-2 dk. beklettikten sonra süzgeçe alıp sudan geçirin.
Süzülen soğan, maydonoz, tuz, sumak, pul biber ve zeytinyağını bir kaba alıp harmanlayın.
Tavanızı orta ateşe alıp sıvı yağı ekleyin ve ısıtın. (Dilerseniz sadece balıkları yağlayarak yağsız tavada da pişirebilirsiniz.)
Mısır unu ve unu bir buzdolabı poşetine koyun. Balıkları tek tek bu torbaya alıp silkeleyerek una bulayın.
Isınan yağa aldığınız balıkları önlü arkalı çevirerek (5dk+3dk) kızartın. Kızaran balıkları kağıt havlu üzerine çıkarıp fazla yağını alın. Hazırladığınız garnitür eşliğinde, dilerseniz roka ve limon ile birlikte soğutmadan servis edin. Afiyet olsun!
Unutmayın: Her bir malzemenin üzerine tıklayarak o malzemenin kullanıldığı başka tariflere de ulaşabilirsiniz.
Palamut:
Palamut, Omega-3 yağ asitleri açısından zengin, besleyici bir balıktır. Bu yağlar, kalp ve beyin sağlığını destekler, iltihabı azaltır. Yüksek kaliteli protein, D ve B12 vitamini içerir. Taze soğan, limon, sarımsak, roka ve zeytinyağı ile harika gider. Fırında, ızgarada veya tavada pişirilebilir.
Kırmızı Soğan:
Kırmızı soğan, güçlü antioksidanlar (kuersetin, antosiyanin) sayesinde kalp ve damar sağlığını destekler, iltihabı azaltır. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olabilen krom ve kükürt bileşikleri içerir. Prebiyotik lifiyle bağırsak florasını besler. Salatalara, sandviçlere, ızgara etlere ve taco gibi lezzetlere ferah bir dokunuş katar.
Tuz:
Tuz, yemeklere eşsiz lezzet katan ve doğal koruyucu olarak kullanılan temel bir mineraldir. Vücudun su dengesi, sinir ve kas fonksiyonları için hayati elektrolit dengesini sağlar. Baharatlar, otlar ve yağlarla mükemmel uyum sağlayıp her yemeğin tadını zenginleştirir. Sofraların vazgeçilmezidir.
Ayçiçek Yağı:
Ayçiçek yağı, güçlü bir antioksidan olan E vitamini deposudur; hücreleri serbest radikal hasarına karşı korur. Doymamış yağ asitlerince zengin yapısıyla kalp sağlığını destekleyebilir ve kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olabilir. Özellikle kızartmalar, salata sosları ve hamur işleri gibi geniş bir mutfak yelpazesinde tercih edilir.
Un:
Un, tahılların öğütülmesiyle elde edilen temel bir gıda maddesidir. Vücudumuza özellikle kompleks karbonhidratlar sağlayarak uzun süreli enerji kaynağı olur. Tam buğday unu gibi çeşitleri, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sağlığını destekler, tokluk hissi verir ve kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda B vitaminleri (özellikle B1, B3, B9) ve demir, magnezyum gibi önemli mineraller içerir; bu da sinir sistemi fonksiyonları, enerji üretimi ve kan yapımı için elzemdir. Mutfakta çok yönlüdür; süt, yumurta ve maya ile ekmek, pasta gibi hamur işlerinin temelini oluştururken, sosları kıvamlaştırmada veya sebzelerle uyumlu lezzetler yaratmada da kullanılır.
Mısır Unu:
Mısır unu, glutensiz yapısıyla öne çıkar. Yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sağlığını destekler. Karotenoidler gibi antioksidanlar içererek göz sağlığının korunmasına yardımcı olur ve hücresel hasarı azaltabilir. B vitaminleri ve magnezyum gibi minerallerce zengindir. Özellikle peynir, tereyağı, yumurta ve taze otlarla (nane, dereotu) lezzetli kombinasyonlar oluşturur; mısır ekmeği ve muhlama gibi geleneksel tariflerin ana bileşenidir.
Maydanoz:
Maydanoz, güçlü bir antioksidan deposu olmasının yanı sıra, K vitamini sayesinde kemik sağlığını destekler ve kan pıhtılaşmasında önemli rol oynar. C vitamini içeriğiyle bağışıklığı güçlendirir. Apigenin gibi flavonoidler açısından zenginliğiyle iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Aynı zamanda doğal bir diüretiktir. Limon, sarımsak, zeytinyağı ile mükemmel uyum sağlar; balık, tavuk, çorba ve salatalara ferahlatıcı bir tat katar.
Kırmızı Pul Biber:
Kırmızı Pul Biber, yemeklere eşsiz bir acılık katmanın ötesinde, içerdiği kapsaisin sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca antioksidan özellikleriyle vücudu destekler ve sindirime faydalı olabilir. Özellikle sarımsak, domates, zeytinyağı ve çeşitli et yemekleriyle harika bir uyum sağlar; makarna ve çorbalara da derinlik katar.
Sumak:
Sumak, Rhus bitki ailesinden gelen, limonumsu ve hafif meyvemsi tadıyla öne çıkan popüler bir baharattır. Güçlü antioksidanlar içerir, bu da hücre koruyucu etkisini destekler. Sindirim sistemini rahatlatıcı özellikleriyle bilinir; özellikle hazımsızlık ve şişkinliğe iyi gelebilir. Ayrıca hafif iltihap karşıtı etkileri de bulunmaktadır. Mercimek yemekleri, salatalar, ızgara tavuk ve balık gibi birçok yemeğe eşsiz bir lezzet katar. Yoğurtlu mezelerle de harika uyum sağlar.
Zeytinyağı:
Zeytinyağı, özellikle sızma haliyle, içerdiği yüksek polifenol antioksidanları ve tekli doymamış yağ asitleri (oleik asit) sayesinde güçlü bir sağlık kaynağıdır. Kalp sağlığını destekleyerek kötü kolesterol (LDL) seviyesini düşürmeye, iyi kolesterolü (HDL) yükseltmeye yardımcı olur. Anti-inflamatuar özellikleriyle vücuttaki iltihaplanmayı azaltır, hücre hasarını önler ve kronik hastalıklara karşı koruma sağlar. Sindirim sistemini destekler ve cilt sağlığına da katkıda bulunur. Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olup salatalardan sebze yemeklerine, balıktan baklagillere ve taze ekmekle muhteşem uyum sağlar.
Rivayetlere göre Fransız ihtilali öncesinde erzaksız kalan Fransızlar, kilerlerinde kalan son malzemeyi yani soğanı değerlendirmek istemişler ve peynir, kızarmış ekmek ile sunumu yapılan bu eşsiz çorba…
Palamut balığı, Karadeniz ve Marmara denizlerinde ağustos ayında avlanmaya başlıyor. En lezzetli zamanı ise eylül, ekim ayları. Ancak bu dönem yağlandığı için tavası değil ızgara ve fırında…
Atıştırmalıkların prensesi, az malzeme çok lezzet. Evde de kolayca hazırlayacağınız bu çıtırları sevdiğiniz bir dip sosla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun! Soğanları soyup 0,5 cm eninde halkalar…
Osmanlı Mutfağından Türk mutfağına miras kalan "saray yumurtası" piyazlık soğanların kısık ateşte ve uzun sürede pişirilip karamelize edilerek sonrasında üzerine yumurta kırılması sureti ile…
60 DK
Dolabınızdaki malzemeye göre tarifler!
Türk ve Yunan mutfaklarından, özenle hazırlanmış ve elinizdeki malzemelere göre filtrelenmiş akıllı tarifler parmaklarınızın ucunda!
Tarhana, geleneksel Türk mutfağının klasik çorbalarından. Orta Asya ve Anadolu mutfaklarından Trakya ve Balkanlar'a kadar yayıldığı biliniyor. İçeriğini oluşturan ürünler fermente olduğu için hem…
Osmanlı saray mutfağına giriş reçetesi. Sırrı soğanların nasıl pişirileceğinde. Ağır ağır, çok, çok kısık ateşte… Soğanları piyazlık ( yarım halka ) ince ince doğrayın ve üzerine tuz ekleyip…